Koç boynuzu ve yayı, son ustalardan biri olan Fevzi Amca’nın elinde sanata dönüşüyor.
Adana’da 69 yaşındaki şehid babası Fevzi Çevik, eşinin de desteğiyle coğrafi işaret tapan bıçağını bölgede mesleğin son ustası olarak sürdürüyor. Kelepçe ve çelik yayın ateşte erimesiyle bir sanata dönüşen bıçağa özel taleplerin olduğu hatta onu ABD’ye götürenlerin olduğu belirtildi.
Kozan ilçesinde yaşayan Çevik ailesi, ateş başında saatlerce süren çalışmaları ile coğrafi işaret tescilli tapınma bıçağını üretiyor. Yarım asırdır sapı koç boynuzundan büyük emeklerle yapılan ve özel bir çelik yayın ateş üzerinde dövülmesiyle üretilen şakak bıçağı, belgesel tadında olmayan bir üretim sürecinden geçiyor. Şehit olan babası ve mesleğin son ustalarından Fevzi Çevik, eşiyle birlikte çok sevdiği zanaatını ateş başında alnının teriyle çalışarak sürdürmektedir.
Sivas’ta en büyük oğlu görev başındayken hastalanarak şehit olan 5 çocuk annesi Zeliha Çevik, eşinin ateş başında bu el işini yaptığını ve bunun kendisine destek olduğunu söyledi. Çevik, “Eşimle birlikte bu sanatı yapıyoruz. Kucağımda çocuklarım ile eşime yardım ederek bu sanatı sürdürdük. Eşime geliyorlar ve boynuzdan bıçak yapması için çok talep var.”
“Örs, körük ve mengene alarak bıçak yapmaya başladım”
Körük ateşinde koçbaşı ve çelik yayı eriterek tapınma bıçağını elde yapan son ustalardan biri olan Fevzi Çevik, “Babam beni 13 yaşımdayken bir kahvehaneye garson olarak verdi. ” 7.5 TL’ye kardeşimle çalışmaya başladık. Sonra ben askere gittim ve babam askere gittikten sonra verdiği bin TL parayla örs, körük, mengene alıp kendim demir bıçak yapmaya başladım” dedi.
O dönemde çok çalışarak günde 50 bıçak yaparak para kazanmaya başladığını belirten Çevik, geceden sabaha kadar çalışarak bu günlere geldiklerini kaydetti.
“ABD’ye bile götürüyor”
Tapınma bıçağının krampon ve özel yaydan yapıldığını kaydeden Çevik, “Bıçakları benden alıp Amerika’ya bile götürenler var. Bu bıçağın kabzası var ve coğrafi işaretli bir marka. Orada. benden başka dövme bıçak yapan yok.” Benim yaptığım bıçaklar yok denecek kadar az. Yaptığım bu bıçaklar her zaman sahiplenilir. Ağır ağır gelip sipariş veriyorlar. Bürokrasinin ileri gelenlerine ikram olarak Ankara’ya sunulurlar. Eskiden günde 60 tane yapardım. Şimdi sadece 20 tane yapabiliyorum. Yarım asırdır bu işi yapıyorum ve çalışmayı çok seviyorum. Çalışmayı seviyorum.” “Kahve köşelerinde oturamam. Sanatım ve eşimle burada bu bıçakları ürettiğim için çok mutluyum” dedi. – ADANA